İstanbulun güzel bir şehir olduğunu herkes biliyor artık ve bunun için internetten milyonlarca yazı bulabilirsiniz.

Bu yüzden ben size İstanbul tanıtımı yapmayacağım. Daha farklı bir açıdan bakabilmeniz için yardımcı olmaya çalışacağım.

İstanbulun tarihini kendim anladığım şekilde

anlatacağım! Çünkü ben yazılı tarihlere pek inanmıyorum ve bunun için de bir çoğunuzun farklı nedenlerle bana hak verdiğinizi duyar gibiyim! Peki, ben nasıl anlıyor ve anlatıyorum? Adım adım anlatacağım.

Haritada İstanbulun konumuna bir göz atınız. Nerde?

Boğazın iki yakasında. Ama eski İstanbul avrupa yakasında ve yarımadada yeralmaktaydı.

İşte tam bu bilgiden yola çıkarak ben ilk İstanbullunun aslında İstanbullu olmayı istemeyerek İstanbullu olmak zorunda kaldığını düşünüyorum!

İlk İstanbullu herhangi bir yere gitmek üzere herhangi bir yerden yola çıkmış ve günümüz İstanbulun sarayburnunda çıkmaza gelmiş ve orada oturmuş!

İlk istanbullunun geri dönebileceğini düşünemedüğünden, ayrıca yüzerek ya da herhangi bir araçla karşıya geçemediğinden, bu olayın çok eski bir tarihte yaşandığını düşünebiliriz! Gemi ve hatta kayığın icat edilmediği, dolayısıyla Hz. Nuhtan da öncesine tekabül eden bir tarih.

Sarayburnunun avrupa yakasında olduğundan, ilk istanbullunun avrupa tarafından buraya yerleştiğini anlayabilmekteyiz.

Şimdi soru şu: İlk İstanbullu adam mıydı yoksa kadın mı?!

Geri dönebilme diye bir halin günümüzde dahi çoğu zaman adamlar tarafından bilinmediğini dikkate aldığımızda, ilk istanbullunun adam olduğunu varsayarsak da bu yeterli olmayacaktır çünkü tek adam olsa oracıkta ölür giderdi. Demek ki erkek ve kadından oluşmak üzere en azından iki kişilermiş. Bu yüzden de artık ‘ilk istanbullular’dan bahsetmek gerekiyor. İlk istanbulluların dillerinin ne olduğu net olarak bilinmez. Ben ilk istanbulluların yunan menşeli olduğuna inanmıyorum. İlk istanbullular, günümüz istanbulunun her taraftan ilk 1000 kilometre uzağında yaşayan arap, bulgar, sırp, rus, alman veya italyan da olamazlardı.

Neden mi?

Arapların antik istanbula yerleşmeleri için arabistan çöllerinden çıkıp, karadenizin doğusu, kuzeyi ve batısından dolanarak oraya gelmiş oldukları mantıklı değil. Yani uçak ve petrol parası olmasa günümüzde dahi araplar istanbula gelmez, gelemezlerdi! Aslında İslamiyet (din faktörü) olmasa araplar günümüzde yaşadıkları kuzey afrikada da olmayacaklardı.

Bulgar, sırp, rus ve diğer bir çok balkan kavminin (macarları onlara katmıyorum çünkü macarlar Attilanın torunları. Slav değil, hun asıllılar) slav kökenli olduğu bilgisinin doğru olduğunu varsayarsak, bunların da ilk istanbullular olabileceklerini düşünebiliriz. Ancak değiller!

Neden mi?

Slav ırkının bölgede uzun bir geçmişe sahip olmadığını biliyoruz. Slavların bölgedeki varlıklarının tarihi azami 500 yıl öncesine gider. Ruslar, peter ‘lan yürüyün sıcak sulara doğru’ demese, hala kremlin sarayının etrafında toplu halde yaşıyorlardı!

Peter onları uyandırdı.

İlk istanbulluların italyan olmadıklarının gerekçesi, daha makul. İlk istanbullular italyan olsa, evvela dillerini korurlardı, ayrıca başkenti Romadan İstanbula taşırlardı. Bunları veya izlerini günümüzde görmediğimiz için ilk istanbulluların italyan da olmadığını tahmin edebiliriz.

Peki ilk istanbullular alman olabilirlermiydi?

Bunu ele alırken dahi bir az daha fazla dikkatli olmak lazım.

Neden mi?

Evvela almanların, zeka, yayılmacılık ve sertlik özellikleri dikkate alındığında, bu makul gelebilir. Ancak almanlar istanbulda hatta geçmişe ait en ufak bir iz bıraktıklarını net bilgi olarak öğrenseler, yarın evya öbür gün oraya doğru hareket edebilirler ve yolları üzerinde de macaristan, sırbistan, romanya, bulgaristan, makedonya, bosna hersek ve avusturya gibi bir çok ülkeyi de ezer geçerler!

Ama biz (?!!!) yine de tarih araştırmacıları (?!!!) olarak bunu da ele almak zorundayız.

Neden mi?

Almanlar, ruslardan sonra İstanbula gelen en çok yabancı turist sayısını teşkil ederler. İstanbula daha bir farklı ve sevecen bakarlar. Bunların yanısıra türkler de almanyada çok sayıda yaşamaktadırlar yani bu etkileşim karşılıklıdır galiba!

Evet! Her yıl almanyadan türkiyeye 3 milyon turist gitmektedir. Bunların nerdeyse hepsi istanbul dahil türkiyenin farklı yerlerini gezerken, yarısı sadece istanbul için gelirler.

Bu yoğun ilgiden dolayı, ben tahmin işlemlerime yetinmeyerek, bir de Hansa sorayım dedim!

  • Sevgili hans kardeşim! Almanlar olarak siz istanbulu neden bu kadar seviyorsunuz?
  • Bizim istanbulu sevdiğimizi kim söyledi?

Hansın soruma soruyla cevap vermesi gerçekten zekice!

Peki Heimlere soralım:

  • Sevgili heimler, Almanlar olarak siz istanbulu neden bu kadar seviyorsunuz?
  • Seveceğiz tabi ki. Birinci savaşta bizi en içten samimiyetle ve kanları pahasına destekleyen, bu uğurda bizim ülkemizin 50 misli toprak kaybeden, türklerdi çünkü. Bize komşumuz Fransa dahi o kadar yardım etmedi! Ta eskilerde bizim atalarımıza yardım eden Attila da türk asıllıydı. İkinci savaştan sonra ülkemizin kalkınmasında çalışarak katkıda bulunanlar da türklerdi.

Heimlerin cevabını derin derin düşünmek lazım herhalde. Ama her almanın böyle bir tarih algısının olmadığını varsayarak bir de shneidera sorayım dedim.

  • Sevgili shneider, Almanlar olarak siz istanbulu neden bu kadar seviyorsunuz?
  • Biz istanbulu sevmiyoruz. Merak ediyoruz sadece. Toprak, şehir anlamında sevmek bizim için Berlin'in, Viyana'nın, Strasburg'un, Bern'in, Mittenwald'ın ve Köln'ün ilerisini kapsamaz!

Ben doğrusu almanların cevabından ilk istanbullu olmadıklarının dışında pek bir şey anlayamadım. Anlamak istediğimiz de bu değil miydi zaten?

 

Bunları irdelerken asıl tarihi unuttuk diyebilirsiniz ama merak etmeyin, sizi ‘türkler için ilk istanbullular olma ihtimali ne kadar?’ diye düşünmeye davet ederken, istanbul tarihine -tabi benim tarzımla- tekrar dönüyorum:

Evet, ilk istanbullular istanbula yerleştiklerinde istanbul diye bir yer yokmuş zaten. Buraya gelen ilk insanların burayı adlandırdıklarını düşünmüyorum. Onlar zaten çıkmaza gelmiş olduklarından başka bir yere gidememişler herhalde ve başka yere de gidemediklerinden, oturdukları yere isim takma gereği bile doğmamıştır! Ancak istanbulun ilk adı olan konstantinpolis nerden gelmiştir?

Bence, yıllar yıllar sonra buraya gelen başka birileri, adı konstantin olan birine ‘burası neresi’ diye sormuştur ve konstantin oracıkta türklerin ‘burada ben, Bağdatta kör halife’ deyimi doğrultusunda ‘burası benim şehrim’ diye düşünerekten ‘burası konstantinpolis’ diye yanıtlamıştır!

Konstantinin polis olma olasılığı, dışarıdan gelen birine ilk rastlayan olmasından dolayı mantıklıdır. Konstantin muhtemelen kapıları koruyor ya da hatta şehrin dışında nöbet tutuyormuş!

Çünkü şehrin ilk adı konstantinpolis. Yani konstantin ayrıca polismiş! Konstantinpolis adının hrıstiyan olması, (Hz. Nuhtan önce yerleşim yeri olduğu tezini ispatlamıştık daha önce!) istanbulun muhtemelen asırlarca ve hatta binlerce yıl boyunca isimsiz bir şehir olarak kaldığı anlaşılmaktadır.

 

Sonra ne mi oldu?

Bu yazının devamını istiyormusunuz? Lütfen görüşlerinizle birlikte belirtirseniz çok sevinir, minnettar olurum.

Saygılar

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Rating 4.17 (3 Votes)

 

Merhaba! hoş geldiniz. İranda ticaret yapmayı, pazar araştırması yapmayı/yaptırmayı ve gezmeyi düşünüyorsanız, doğru yerdesiniz. tekrar hoş geldiniz...