Evet ‘Dünya-2020’ diyorum çünkü bu yıl insanlığın mahkum edildiği ‘Covid-19’u çağırıştırıyor. 2020 yılına Çin'den çıkan bulaşıcılığı yüksek olan yeni tip korona virüsünün yayılma haberleriyle başladık. Ya da daha doğrusu, haberler ilk çıktığında sanki Çin'in teknolojik ve yönetim propagandası haline dönüştü. Çin 10 gün içerisinde bu hastalığa özel hastane yapmasıyla sanki ‘Ben herkesten güçlüyüm’ demek istiyordu. Ama bunu nerdeyse bu şekilde söylemeyi tercih etmişti:
Bundan sonra beni daha çok duyacaksınız!

 

 Covid-19 mu? Çin virüsü mü?
ABD başkanı Trump ‘Çin virüsü’ nitelemesiyle, Çin'in, propaganda haline dönüştürerek öne doğru kaçma çabalarını baltalamış oldu. Böylece Çin'in propaganda düzeneği ağır bir hasar alarak kısa sürede sessizliğe büründü.İlk başlarda Çin'in dışında Güney Kore, Japonya ve İran'da etkisini gösteren virüsün, Afrika'ya ulaşması durumunda en korkunç facia boyutlarına ulaşacağı konuşulurken, virüs, hiç beklenmedik şekilde, dünyanın en gelişmiş ülkelerine yöneldi ve bu ülkeleri sertçe vurmaya başladı. Şu güne kadar (11.05.2020) ABD, İngiltere, İspanya, Fransa ve İtalya'yı kasıp kavuran virüs (ya da abartılarak elde edilen etkileri), Rusya, Almanya ve Hindistan gibi ülkeleri de vurmadan geçmeyeceği aşikar! Başta Afrika kıtası olmak üzere alım gücü düşük ülkelerin durumu (en azından şimdilik) daha iyi!

 

Avrupalılar Çin seddinde yürüyerek bu ülkeyi korumaya devam mı edecek?
Çin tarihi itibariyle uygarlık beşiği olmuş bir ülke. Coğrafi konumu ve ortadoğu- avrupa uygarlıklarından ayrı ve uzak olduğu için de, kültürü ve uygarlıkları kendine has özellikler taşımış ve taşımaktadır. Ancak bu, Çin'in emperiyal heveslerinin olmadığı anlamına gelmez. Çin şu anda bile gerek Hong Kongda, gerek Tayvanda ve gerek Sinkiyankda doğrudan idare ve etki kurma peşinde ve bunu her vesileyle yapmaktadır. Ancak batı şu ana kadar yeterli hassasiyeti göstermedi.

 

Komplo teorisi mi?
Bu süreçte, virüsün yayılma haberlerinin yarattığı yoğun psikolojik baskıdan kurtulan nerdeyse hiç olmadı. İnsanları daha çok tedirgin eden, etkilerinin doğrudan görülmesinden ziyade, basın-yayın organlarından verilen haber ve analizler olsa da, buna dikkat çekmeye çalışan pek az kişi de, yaranan ağır ortamda, kamuoyu tarafından bile imaj terörü ve komplo teori üretmekle suçlanmak tehlikesi yaşadı.

 

Üçüncü dünya savaşı mı?
Sözkonusu psikolojik baskıyı, ikinci dünya savaşı boyunca, çevresi ateş altında olan Türkiye kamuoyunun çektiği ızdırap ve kaygıya benzetmek istiyorum.
Evet çünkü, bence, bu olaydan, üçüncü dünya savaşından elde edilmesi beklenen sonucun alınmasının güdüldüğünü düşünüyorum. Başta Suriye olmak üzere ortadoğuda başlatılan sürecin, Türkiye'nin müdahelesiyle yetersiz kalması, olayların bu şekilde geliştirilmesini gerektirmiş olabilir. Birinci ve ikinci dünya savaşı tarihini okurken, özellikle bazı ülke ve (daha çok) odakların psikolojik harpleriyle ilgili gözden kaçırmış olduklarımızı düşünürsek, konu bir az daha netleşecektir.

 

Güç odakları
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, kovid-19 hastalığının ve bundan yararlanma çabalarının bir süre daha süreceğini düşünebiliriz. ‘ama bu hastalık dünyanın her yerini kasıp kavurmakta. En azından gelişmiş ülkelerde yaşanan sert düşüşe karşı tepkiler olmaz mı’ diye düşünebilir, söyleyebilirsiniz. O zaman bir sorum olur: sizi, devletlerde, yönetimlerde ve basın-yayın organlarında yuvalanan güç odaklarıyla ilgili duyduklarınızı, okuduklarınızı hatırlamanızı, mümkünse tazelemenizi ve derinleştirmenizi rica ediyorum.
Size, çok önemli olduğunu düşündüğüm bir noktayı açıklamak isterim:
‘Önce ABD’ diye düşünen ve önceki haleflerinin tersine uygulayan Trump'ın yeniden seçilmesi durumunda, bu vakalrın en az bir kaç yıl daha sürebileceğini söylemek istiyorum.

 

Kendine dikkat et!!!
Trump'ın, gizli odakları pek siklemediği belli. Bu yüzden de, diplomasiden çok ticari kişiliği ağzından kaçırdığı gafları, Washington'da anında duyurulduğu gibi, Afrika ve Asya'nın en ucra köşelerindeki aç insanların bile gülümsettiriyor.


Yine de Trump'ın, ABD'de işin farkında olan küçük kitleyle, asgari ilişkisiyle, ülkesinin imtiyazlarını bu savaşın sonunda bir başka ülkeye devretememek için çalışmaktan bıkmadığı görülüyor.


Sizce, bütün bunlar, kısa vadede ve orta vadede dünyayı nasıl etkileyecektir?
Süpergüçlüğün Çine geçme sancıları, daha neler doğurabilir?
20 yıldır yükselişe geçen Çinin süpergüç olma hamlesi, batının hangi yanlışları etkili olmuştur?
Covid-19un, muhtemelen değişerek ve dönüşerek ve etki alanını büyüterek 20si 21i vs. de olacak mı?
Covid-19 sonrası dünya nasıl olacak?

 


Yazın tartışalım...

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Rating 4.50 (2 Votes)

Yorumlar  

# peki ne yapmalırr 11-05-2020 13:16
tamam güzel söylüyrsun da madem abd de bile karşı çıkanların önünde giden trump bile zorlanıyorsa biz ne yapabiliriz. bence abd avrupayı dert ettiği kadar çini ve rusyayı bırakmasa bugün yaşanan bir çok şey olmazdı. epidemi konusuna da şupheli bakıyorum ben

 

Merhaba! hoş geldiniz. İranda ticaret yapmayı, pazar araştırması yapmayı/yaptırmayı ve gezmeyi düşünüyorsanız, doğru yerdesiniz. tekrar hoş geldiniz...