27 Eylül 2020de Ermenilerin Azerbaycan mevzilerine yaptığı saldırılar ile başlayan savaşın, 44 gün sonra Kasım 2020’de Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanmasıyla, Güney Kafkasya’da dengeler fiilen değişti. Savaş, işgal altındaki toprakların bir kısmı hala kurtarılmadan bir rus helikopterinin şaibeli düşürülmesiyle apar topar noktalansa da, bu savaşın kesin galibi Azerbaycan olmuştur. Kurtarılan toprakların yanısıra, yapılan ateşkes anlaşmasının 9. maddesinde, Nahçıvan-Bakü arasında ulaşım imkânlarının öngörülmesi, -her ne kadar rus kontrolünde olacaksa da- Azerbaycan için büyük bir kazanım olarak değerlendirilmektedir.

 

Savaşın hemen ardından, konuşulmaya başlayan koridorun yeri, ilk olarak Aras nehrinin kuzey (sol) kıyısı ve bu kıyı boyunca zaten var olan demir ve kara yolu olarak düşünülüyordu. Fakat özellikle İran'ın bu koridora karşı tutumuyla ve Ermenistan'ın tazminat ödeme durumu olmadığı göz önünde bulundurularak kıyı boyu olan sınırın belirlenecek derinlikte bir toprak parçası verilmesi konuşulmaya başlanmıştır.

Tarihî olarak Azerbaycan toprağı olsa da 1920’lerde Sovyetlerin hamlesiyle Ermenistan’a bağlanan ve halen de Ermenistan sınırları içerisinde kalan, Azerbaycan ile Nahçıvan’ın kara bağlantısının kesilmesine sebep olan, yaklaşık 43 kilometrelik Zengezur Koridoru’nu gündeme getireceği malumdu.

Başka bir deyimle, savaş sonrası dönem yeniden şekillenirken, o güne dek adı sadece Azerbaycan kamuoyunun gündeminde olan Zengezur, uluslararası siyasal tartışmaların odağına yerleşti.

Bu seçeneğe yönelik ilk açıklama Ulusal Güvenlik Servisi eski Başkanı David Shahnazaryan’dan geldi. Shahnazaryan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın tekrar görüşmelere gideceğini ve Azerbaycan’a Zangazur’u veriyoruz diyeceğini öne sürmüştü. Shahnazaryan, cephe hattında yapılan hatalara ve siyasi baskılara işaret ederek, savaşın henüz bitmediğini Azerbaycan’ın Zengezur’u da alacağını iddia etti. Ancak toprakla tazminat ödeme konusu -başka bir yolu olmasa dahi- Paşinyan dahil, Ermenistanda herhangi bir hükümetin harcı değil. Paşinyanın da bir yıl öncesine kadar, bu konunun kesinlikle müzakerelerde sözkonusu olamayacağını açıklamış olması, içeriden ve dışarıdan üzerinde olan çok yoğun baskıların bir göstergesi.

 

İşin ilginç olan tarafı, Zengezur, geçen yüzyılda da bu tarihlerde tartışmaların merkezindeydi.

Türkiye’den Orta Asya’ya kadar kesintisiz kara ulaşımı da yapılabilecek, bu sebeple koridora ‘Turan Koridoru’ diyenler de var. Aynı başlamda, SSCB'nin de zamanında bölüp, kendi bünyesindeki Ermenistan Sosyalist Cumhuriyetine vermesi, bugünü düşündüğünün bir göstergesi. O yüzden aslında Azerbaycan toprağı olan Zengezur bölgesini ta 100 yıl evvel Ermenistan adı altında kurduğu oluşum/devlet sınırları içerisine dahil etmiştir. Pek tabi bugün bazı Azeri ve Türk çevrelerde burasının tarihi olarak Azerbaycan toprağı vurgulansa da (Azerbaycan milliyetçi literatüründe Ermenistan, ‘Batı Azerbaycan’ olarak adlandırılır), Bakü, Ermenistan günümüz sınırlarını kabul etmiş olarak siyaset üretmektedir.

Bu bölgede koridorun rus güdümünde, veyahut tazminat karşılığında toprak verilerek açılması, bölgesel jeopolitik denklemi büyük ölçüde etkilemektedir.

İkinci Karabağ savaşının sonucu ve sözkonusu koridoruyla ilgili çok önemli bir nokta ise, doğrudan Ermenistan ile ilgilidir. İkinci Karabağ savaşı sonucu ve akabinde açılacak olan koridor

  • Anlaşmada olduğu şekliyle rus güdümünde açıldığında, Nahçıvan- Bakü arası yolun bitişik bir hal alacağı ve İran kontrolünden çıkacağının yanısıra, Türkiye- Orta asya kara yolu için de aynı avantaj sözkonusu olacaktır. Bu şekilde açılmasının en az iki olumsuz yönü olacaktır: birincisi, geçişlerin rus kontrolünde olması, ikincisi ise, güzargahın özellikle askeri mahiyetteki geçişlere karşı çok ince, savunmasız ve en azından başkalarının kontrol altında olması.
  • Toprak verilerek açılacak olduğu takdirde ise, toprak parçasının tam olarak nerden verileceğiyle ilişkin olarak durum bir az değişiklik arzedebilecektir: a) Aras nehrinin yukarı kıyısı boyunca belli bir derinlikle verilmesi durumu, b) daha içeriden ve Nahçivanı dağlılk yoldan Laçine bağlama durumu, c) Ermenistanın Gürcistan sınırı boyunun verilmesi durumu.

Bunlardan:

(a) şıkkı Azerbaycanın istediği ve onun için en avantajlı güzergah. Bu güzergahta -şu anda 30 yıldan beri çalışmaz durumda olsa da, alt yapı açısından hazır olan- zaten demiryolu ağı mevcuttur. Ayrıca İstanbul- Bakü istikametindeki en kısa ve bakımlı yol mahiyetindedir. İkinci şıkkın tersine Ermenistanı bölmüyor, ancak yani şu anda tek destekçi komşusu İran'dan koparıyor. Bu güzergahın Ermenistan için en olumsuz yönü işte bu konu. Ermenistanı avrupaya alternatif çıkış yolu olarak gören ve daha doğrusu gördüğünü lanse eden İran için bu savında pek haklı görünmemektedir. Zira: 1- Ermenistan İran dışında hiç bir komşusuyla iyi ilişkilerde bulunmadığından, şu anda herhangi bir istikamette güvenilir bir güzergah teşkil edememektedir. Başka bir deyimle, Ermenistanın süreklilik arzedecek tek bir güzergah içinde olması Türkiye- Azerbaycan hattının üzerinde olmasıdır. Ayrıca bölgede ileriye yönelik yaşanabilecek başka jeopolitik değişiklikler de göz önünde bulundurulduğu takdirde, bugün İran ile sınır teşkil ediyor olması, ileride pek de bir fayda sağlayacak gibi görünmemektedir. 2- Avrupaya ulaşmak istikametinde coğrafi ve stratejik derinliği itibariyle Türkiye, Rusyaya ulaşmak için de aynı avantajları bulunduran Azerbaycan, komşuları olarak varken, İranın böyle bir savı dillendirmekte olması, en azından iyi niyet göstergesi olarak algılanamamaktadır. İranın bu kordora karşı çıkışının asıl nedeni, -her ne kadar İsrailin etkili olduğu bir ülke tarafından tamamiyle kuşatılmış olacağını dillendirse de- türk dünyası bitişik oluşumuyla kuşatılacağı ve kendi sınırları içerisinde yaşayan milyonlarca Azeri türkü üzerinde yaratacağı etki endişesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca İran’a göre, koridorun açılması halinde İran’ın Azerbaycan ve Ermenistan ilişkilerindeki “ayrıcalıklı konumu”nun sarsılması, Azerbaycan’ın Nahçıvan’a ulaşmak için İran’a olan ihtiyacının azalması, İran’ın Nahçıvan dahil Azerbaycan’la olan ekonomik, siyasi ve diğer ilişkilerinin zayıflaması gibi riskler var. Ayrıca İran, Zengezur Koridoru’nun; Türkçü-Turancıların tarihî arzusunun gerçekleşmesine ve Türkçülüğün güçlenmesine zemin yaratacağını, Azerbaycan’ın İran’a ihtiyacının azalmasıyla ona karşı daha saldırgan davranma imkânı bulacağını, Azerbaycan’ın ekonomik olarak güçlenmesinin İran’daki en büyük etno-milli gruplardan sayılan Türkler için Azerbaycan’ı çekim merkezine dönüştürebileceğini, bütün bunların da Güney Azerbaycan Milli Hareketi olarak bilinen İran’daki Azerbaycan Türklerinin milliyetçi hareketini güçlendirebileceğini de düşünüyor.

Rusyanın ise bu koridora sıcak bakmasınınbirinci motivasyonu, rus kontrolünde olacak bir doğu- batı güzergahının oluşması, ikincisi ise, bir ihtiyaç olarak her geçen gün büyüyen türk dünyasının bitişik güzergaha sahip olması gereği doğrultusunda, Rusya federasyonu toprakları üzerinde olan göz baskısını en azından hafifletmek/ertelemek adına alternatif üretmek. Ancak Rusya’nın buradaki koridorua hâkim olması tartışmaların biçimi ve zemini de değiştiriyor. Bu durum, Zengezur Koridoru’nu Turan Koridoru ve Turan’ın Kapısı gibi yorumların gerçekleşmesine gölge düşürüyor. Rusya’nın buna fırsat vermesi ihtimal dahilinde değil. Bunun en iyi örneği Laçın koridorunun durumu. Laçın Koridoru Azerbaycan toprağı olmasına rağmen kontrolü Rusya’nın elinde. Rusya, Azerbaycan’a özellikle tır giriş çıkışlarında ciddi sınırlamalar getiriyor. Rusya, benzer bir tutumu Zengezur Koridoru’nda da gösterecektir. Tabii bütün bunlar da Türkiye ve Azerbaycan için Zengezur Koridoru üzerinden Rusya’ya yeni bir bağımlılık anlamına da gelecek.

 

 

(b)  Bu şık, Ermenistanı böldüğü için Erivanın sıcak bakabileceği bir şık değil, ancak, Laçini tamamiyle alması karşılığı, ayrıca Azerbaycan kontrolü altında güneyde kalacak bölüm için bir koridorun oluşturulması durumunda düşünülebilirdir. Bu, özellikle İran ile sınırını tamamiyle kaybetmemesi açısından avantajlıdır. Ancak İran ile bugün sınır teşkil etmesi durumuyla ilgili (a) bölümünde açıkladığımız gibi, olumsuz bir olasılık durumu da sözkonusu. O yüzden, bu şık uzun vadede Ermenistan için yararlı olmayabilir.

(c) Ermenistanın günümüzdeki komşu ilişkilerine bakıldığında, (İran ile dostluğu, Gürcistan ile pek de iyi ilişkilerinin olmaması durumu) bu şıkkın Ermenistan için en yararlı şık olacağı görülmektedir. Ancak bu şık, Nahçıvan ile Baküyü birleştirmekten ziyade, Türkiye ile Azerbaycanı birleştirmekte ve Nahçıvanı da ancak Türkiyenin doğusunda 100 kilometrelik bir güzergahı kullanarak ve çok daha uzun bir yol katederek başkent Baküye ulaştırmaktadır. Hatta Ermenistanın batısından da toprak verilerek Nahçıvan ile Azerbaycanın ana toprağı tek parça haline getirilirse, Ermenistanı Türkiye ve Gürcistandan tamamen koparacağı gibi (buna a bendindeki olasılığın ileride gerçekleşeceğini de eklersek Ermenistan, olduğu gibi Azerbaycan ile kuşatılmış bir ülke haline gelir), güzergah da Nahçıvanı Baküye ulaştırmak için çok uzun olur. Bütün bunların yanısıra, bu koridor, Nahçıvanı kuşatılmış konumdan tam olarak kurtarmadığı gibi, stratejik ve jeopolitik olarak maruz kaldığı değersizlikten kurtarmaz ve gelecekteki özellikle ekonomik projelerde yer almasına katkı sağlamaz. Başka bir deyimle Nahçıvan Kafkasya’da ticari transit ve enerji güzergâhları tartışmalarından dışlanma durumu devam eder.

 

 

 

Velhasıl, sözkonusu koridor, toprak vermekle olacaksa, en doğrusu (a) bendindeki şık olur. Ancak Ermenistan ve de her şekliyle koridor konusuna tamamiyle karşı çıkan İran için bundan da iyisi, yüklü olacağı tahmin edilen tazminatın para veyahut başka bir şekilde (toprak sözkonusu edilemeden) ödenmesi olur ki bu durumda dahi, rus kontrolünde olacağı düşünülen ve anlaşmada da yer alan koridor herhalükarda açılmacaktır.

 

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Rating 4.75 (2 Votes)

 

Merhaba! hoş geldiniz. İranda ticaret yapmayı, pazar araştırması yapmayı/yaptırmayı ve gezmeyi düşünüyorsanız, doğru yerdesiniz. tekrar hoş geldiniz...